23 Haziran 2015 Salı

Yoğun bir şehir günü - Istoç

Merhaba,

Hedefim Istoç, sefil krem kavanozcusunu bulup, sen bana neler çektirdin demek ama bakarmısınız trafiğe o bana çektirmeye devam ediyor. Bu arada iyiki Pazartesi günü gitmişim, Salı Dalyan ı aratmayacak gökgürültülü bir yağmur patladı Istanbul da. Heryer sel, taşma, kıyamet. 



Neyse vardım Istoç a , 7000 dükkan , bilmemkaç sokak ve hangi dükkan nerede bir harita yok, şu dükkanlar şurda toplanmış bilgisi yok, öyle bir toplaşma da yok. Yönetim binası ise buldum ama kapı duvar.


Yeni uzun uzun şehirler oluşmuş şehirde, korkunç. Heryer şantiye. Heryer yeni, yeşil binalar.

Fakat Eminönü veya Tahtakale ye gitmektense buraya , İstoç a gelip, sakin olan sokaklarda dükkana arabayı dayayıp malları bagaja atmak süper keyifli. 

Sağolsun, kardeşimi sabah işe bıraktım arabayı ben aldım. Aman ne sakin bir şöför olmuşum, oo buyrun yol sizin olsun, sakinim. Millet sinirli tabi onlar hergün bu yolu ve trafiği çekiyorlar Allah kolaylık versin.

Bu arada Allah diyince bakın nasıl kutlanmış Çanakkale zaferi ; Sanırım bizde de Avrupa da X-mas ı Temmuzdan beklemeye başladıkları gibi Ramazan da artık aylar öncesinden bekleniyor. İyi mi, kötü mü bilemedim. Fotoğraf tam değil, Çanakkale zaferini kutluyor ama altında Ramazan geliyor diyor pano!


Heryer Avm olmuş, bakkal gibi. Tabi şimdi bakkal kalmadı buralarda. Her 10 dakikada bir bir Avm nin önünden geçiyorsunuz. İnanılmaz. flyinn i severdim hadi gidip yemek yiyeyim, uçaklarıda seyredeyim dedim. Bomboş, sadece yemek saatleri kalabalık. E yetermi, yetmez. Bence yakındır Avm iflasları.



Eski çalışırken ki mahalleme gittim. İnanılmaz. Boş alan kalmamış, birse 108 bin katlı binalar hoteller v.s.



Ataköy den geçerken eski kamping alanına yapılan 108 bin katlı binalar, kesilen ağaçlar da gözlerimi yaşarttı. İnanılmaz bir kıyım var. 



bakırköy ün oratsına yapılan Capacity adlı bir alışveriş merkezinde buluştuk arkadaşımla. Ne iyi geldi onu görmek yıllar sonra. Sağolsun. Vakit ayırdı bana. Ve fakat Capacity de zaten çarşı olan bir mevkiye kurulmuş, bomboş , kocaman ne gerek var. carraousel var biraz aşağıda, onun da aşağısında Galalria var. Ne diyeyim. Allah akıl fikir versin.



Oradan Tahtakale ye geçtim, İşpark otopark kuyruğunda beklerken, a bir baktım yan tarafta yer açıldı, hem kuyruk var hem de trafik felaket, çekmezler dedim. Ama 9 kg lık paketlerle döndüğümde arabanın yerinde yeller esiyordu. Nerede ? imç nin arkasında, taksiyle gitsem olamz, aradan kestirmeden yürüdüm ama dura dura çünkü torbalar ağır. Yanımda nakit de yok. Önce arabaya eşyaları koydum, gittim nakit çektim sonra 80 tl ödedim, bayıldım diyelim, güya ucuz alışveriş ediyorum. Bir 80 de eve gelecekmiş. Mersi.



Oradan arabalı vapurva karşıya geçtim. Ver elini kuzguncuk, ohh bir ıhlamur kokusu karşıladı ki beni. Hepsini unuttum. Güzel kafeler daha da artmış, gittiğim özel dükkan maalesef kapalıydı amma olsun hoştu. Tabiki fırından pidemi alıp, arasına kaşar ve salam koyup arabada suyla birlikte yedim. En bi bayıldığım. Kilo alıp dönmem inşallah.







O akşam Lise arkadaşım Mako ile dertleştim, yıllllaaarrrdan sonra. 

Kalın sağlıcakla

Yorgun anne

Hiç yorum yok: