1 Temmuz 2010 Perşembe

Kaplan Rest. - Tire





Gunaydin,
Yolculuk resimleri ve anlatimlari devam ediyor.
Susurluk'tan yola ciktik ve diger yolculuklarimizda arabada durmayan Ada ile kabus bir yolculuk beklerken cok rahat bir yolculuk yaptik. Bu rahatlikta son dakika ve son koz olarak kullandigimiz DVD player in hakkini yemememiz lazim. Seyrederken nasil bir konsantrasyon anlatamam. Yolculuga cikacaklara tavsiye edilir. Premier marka, fiyati 160 Tl Media Markt an aldim. En guzel ozelligi ise arabanin cakmak unitesi ile calisiyor olmasi. Ustelik ayni yerde Ingilizce 4-5 Tl ye cok guzel DVD ler de bulunabiliyor. Gecenlerde cok sevdigimiz bir filmin 3 Tl ye orjinal DVD sini bile aldim. Optimum la ilgili bir not daha; Buz paten katinin bir ustundeki ucretli oyun alani cok kullanisli. Bir saati 13 Tl ve her atlayan yarim saat icin 6Tl. Ada orada cok egleniyor.
Saati hatirlamiyorum ama sanirim 20,30 civari Tire, Kaplan Lokantasindaydik. Izmir - Aydin otobanindan, Selcuk kavsagindan cikıp Tire ye yaklasik 28 km bir yoldan gidiliyor. Yolda giderken esim ve ben zeytinyaglilarin hayali ile, arkadaslarimiz ise ac bir sekilde ne bulacaklarini bilmeden hayallere daldik. Sonuc superdi. Otlar ve zeytinyaginin kokusu, pacanga boreginin nefaseti, patlicanli ezmenin harkulade tadi ve yanina raki, buz gibi suuuu ohhhhh...
Kaplan, Tire nin tepesinde bir mevkiide kurulu, oraya gittiginizde kendinizi ucagin penceresinden bakar gibi hissediyorsunuz. Gece hic gitmemistik, oda ayri guzel. Patlayan havaii fisekler bile bayagi asagida kaliyor. Gerci evleri bogaz manzarali olan arkadaslarimiz, aaaa.. ucuz havailer bunlar baksana ne ciliz dediler amma .... Yemekten sonra bir 30 km yaparak geri Selcuk a donduk ve kardesimin daha once bizim icin ayarladigi geceligi 60 Tl olan suit lerde, uygulama Hotel inde kaldik. Odalar vasat, kahvalti vasat ama temiz ve guvenli, otoparki kocaman. Birde tatile girdigimizi sabah kahvaltisindaki yedigimiz domateslerin lezzeti ile anladik. Yasasin Ege deyiz.
1. resim Karal larin saadeti, kilolara dikkat. Geldim ve rejime basladim. Diyetisyen Hayrettin bey in / sema Hastahanesi. diyet listesine donduk bakalim.
2. ve 3, resim ise cocuklarin lokanta sahibinin nefis ikramlari ile kendilerinden gectikleri ani yansitiyor. Sanirim Hurmuz bey di adi veya karisinin adiydi tam hatirlayamiyorum . Cok yillar once kucuk bir yer olarak baslamislar ve bugunlere gelmisler. Bizde en az 15 yil once Mehmet Yasin in bir gazete kupurunu takip ederek gitmistik.
Resimlerin hikayesi de su; biz yemek yerken oyle kudurdularki, cevredeki yemek yiyenler rahatsiz oldu gibi geldi bana, kaptim ikisinide disaridaki hayvanlari sevelim biraz dolasalim diye goturuyordumki, Hurmuz bey, nereye, gelin biraz benimle oturun dedi. Eminmisiniz dedim, cunku canavarlar bilgisayari dertop edebilirlerdi. Ama hic korktugum gibi olmadi, bunlar masaya bi guzel kuruldular, gelsin meyveler ohh... bir ara Hurmuz bey mutfaga bagirdi; ''tarladan bir kavun goparin getirin bakeeem, cocular doymadi, kavunumuuuzzz varmı'' O andan itibaren Ada, kavanoz yemek istiyorum demeye basladi. Rezil olduk yani cocuk kavun a kavanoz diyor. Hurmuz bey de getirin kavunu, cocuk ogrensin bakem diyor.
Bugun Kardal Doga kolejine gidiyoruz Ada ile. Paramiz yok ama bir bakalim, arada evrene gonderdigim mesajlarla para cikacagi icin, gonderebilirz belki ehii..
Hayalperest anne.


Hiç yorum yok: